8 Ekim 2016 Cumartesi

 Merhaba petunya. Bugün sana annesiyle kavga etmiş ve bunu senden başka kimseye anlatmak istememiş bi kız olarak yazıyorum. Kendini bildi bileli her zaman kendi ayakları üzerinde durması için elleri bırakılmış bir kız olarak. 5 yıldır giydiği ve farketmeden bağlandığı eyfel kuleli lacivert ve artık küçük geldiği için göbek açık giydiği geceliğiyle yatağına büzüşmüş ne yapacağını bilemez bir kız olarak yaziyorum sana. İnsan her zaman güçlü kalamiyor işte. Asıl tuhaf olan kötü anıları sadece sana anlatmak istiyor olmam. Bunu kendimce düşündüm ve sorguladım. Neden onca arkadaşın varken petunyaya yaziyorsun? Ve cevabi buldum. 6 gün sonra yok olacağım. Senin hayatinda 3 ay içinde hızlı ve saçma bi şekilde gelip geçmiş bi iz bile birakamamis herhangi bi kadin olacagim. O zaman buradaki her satir anlamini yitirecek. Ve ben kötü oldugumda buraya gelerek birkac hafta sonra bu kötü anilarimin seninle birlikte yok olmasini diliyor olmaliyim. Ya da sadece birinci bölümden başlayıp buraya kadar okuyo olma ihtimalin hâlâ beni burada turuyordur. Biliyor musun? Son bir haftada bu blogu silmeye belki 20 defa kalkıştım. Oturdum baştan defalarca kez okudum. Benim için anlamli olan cümlelerin senin gibi bi adamin gözünde okunmaya değer bile bulunmayacağını farkettim. Psikoloji okuyan insanlarin en büyük hobisi kendini baskalari yerine koymaktir. En karanlik fantezilerimizde bile akil almaz insanlar olup egleniriz. (Hic degilse benim tuhaf psikolog arkadas grubum böyle) ve bunu ne zaman senin için yapsam içime derin bir hüzün cöküyor. Bunun sebebi seni anlamak için sana bürünmüş benligimle kendime baktigimda beni görmedigini ve anlamadigini farketmem. Bunca çelişkime kendimle kavgama anlam veremeyeceksin diye korkuyorum. Oysa mesele çok basit. Senden hoslaniyorum etkileniyorum aşıgım her nasil isimlendirirsen artık.ve sen beni herhangi biri olarak goruyorsun. bunun beni üzmesi gerekir ama birbirimize uygun olmadigimizin farkindayim ve bana deli gibi aşık olsan da yine birlikte olamayacagimizin da farkindayim. Bu yüzden üzüntü yerini derin bi boşluğa birakiyor. Evet son 3 ayın özeti bu. Birbirine uygun olmayan insanlarin birlikteligi ancak taraflara zarar veriyor. Tecrube ettim ve gördüm. Ayrica meselenin komik taraflari da var. Sen cinsel hayat yaşayabilceğin partilere gidebilcegin bi kız istersin misal, bense bu tip ortamlardan bıkmış biriyim ve hayatimda hic hem dinine düşkün hem de acikgoruslu olan erkek tanimadim. Bu yüzden en azından cumalara giden birini isterim doğal olarak. Lakin sen cumalari 2 de uyaniyosun aq bizden cacık bile olmaz yani jsndjsnsks
 Yine olağanüstü hüzünlüyüm ama espriler havada uçuşuyo. Çocukken de böyleydim ben. Gözyaşlarım ve kahkahalarım hep içiçeydi. Bölüme ilk başlayıp hastalık tanımlarını ögrendigimde histerik yada bipolar olma ihtimalimi cok düşündüm. Ama değilim. Sadece hayati karman çorman yasiyorum. Aşure gibi yani. Çok güldüğümde gozlerimden yaşlar gelir ve ağlarken de birden kahkaha atmaya başlardım. Hala böyle. Ama artik beni aglarken goren cok az insan var . Çünkü canim annem ve babam benim kalpsiz ve hissiz bi robot olmam için elllerinden geleni yaptilar. Özellikle erkeklere karşı bunu başardım. (Tabi sen istisnasin çünkü sen her zaman istisnasin) Annem egitimime cok önem verirdi. yillar gectikce anladim ki annemin tek umudu benmişim bu bok çukurundan çıkmak için. Bana tutunup hayatina devam ediyorken kardesim doğdu. Babamin kız versiyonu. Evde bir doz irfanla kafayi yicek kivama gelirken bide bunun 2 katına katlandigini düşün. Sonra annem kardesimin sorunlariyla uğraştı uzunca bi süre. O ara biz babamla arayi baya bozduk. Ergenlik zamanlarimda tahammül edemeyip elimi cama yumruk atarak sakinlestigimi falan hatirliyorum. Bikac defa sağlam dayak yedigimi ve binlerce kez erkek çocuk gibi ceketimi alıp sokaklara daldigimi. Klasik kizlardan cok farkliydim petunya. Erkek gibi buyudum buyutuldum. Sevilmek hayatimda hic bilmedigim bi hissiyatti o zamanlar. Bunun bi insanin başına gelebilcek en zor şey olduğunu dusunurdum. O zamanlar bana sadece mahallede defansta oynadigim maçın kalecisi aşık olurdu.(genelde bu populasyon şişman ve saçını 3 e vurdurtmuş olur bir de yanaklari pembe)  Bense hep forvetteki oglanlara vurulurdum . Takimin yildizi ya hani goller genelde bu beyden cikiyo falan. Her zaman tombul bi kizdim( bebekligim hariç 2 kilo dogmusum hep kan ilaclari yuzunden boyle oldum aq ya) ve o zamanlar şişmanlarin cinsiyeti yoktu. şişman hicbi kiz kadindan sayilmazdi. bi erkek senden etkilenirse arkandan asla 'guzel kiz ya' demezdi. sen her zaman 'harbi kiz' olurdun . Buyudukce guzellestim sanirim yada bilmiyorum belki de erkekler 'harbi kız' sevmeye başladı. Benim gibi prenses gibi buyumemis onlarin tabiriyle 'delikanli hatun' olan kizlara tav olan herifler de var nefret edenler de. Annem benim tek arkadasimdi uzunca bi zaman.(hala en iyi arkadasim) kendisi evlendikten sonra evin hem erkegi hem kadini olmak zorunda kaldığı için bana gelecekte karsima cikabilecek her zorlukla ba şedebilecegim bi egitim verdi. annemin anneannesi anneme 'orospulugu bile öğren bi delige sok bigün lazim olur dermiş' cidden de su tesisatindan elektriğe ev işlerinden yemeklere dikişe her şeyi az biraz bilen bi annem var. becerikli hatun yalan yok. ben de boyle olmaya calistim. bi erkege muhtac kalmayim asla ihtiyac duymayim.bazen annemden bazen arkadaslardan bazen kendim ohtiyavim olabilecek herseyi ogrenmeye calistim. boyle boyle orospulugu bile ogrendik aq ahsgsjsnks  bu beni güçlü hissettiriyodu yani boyle cok yonlu becerikli kendi ayaklari uzerinde duran biri olmak. ama annemler ben kendi ayaklarimim uzerinde duruyorum diye elimi birakti. parasal açıdan çok büyük sikintilar icimdeyim. hergün favori kavga konumuz bu.farkettim ki güçlü olmak yalniz olmakmis aslinda. Yillarim sevilmek isteyerek geçti tabi. İşte klasik beyaz atli prens hayalleri falan. Uni kazandiktan sonra anladim, sevilmek istemenin yeterli olmadigini. Sevilmek benim için diger kizlarin gözünde oldugu gibi bi ego tatmim kaynagi yada 'populerite için populer biriyle olma' gibi basit mentalitelerle temellendirilemezdi. Ben aslinda yillarca sevilmeyi değil sevmeyi bekledigimi farkettim. Birini severken karsindaki kişinin bunu hakettigini bilerek sevmek cok başka bi his olmali. Sevgi hakedene mi verilir diyeceksin. Ama evet sevgi hakedene verilmeli yoksa üzülürüz. Gerci insan bazen de üzülmeli. Acilar mutluluklardan daha çok şey katiyor sonuçta insana. Ama konumuz bu değil. Gidecek kimsem yokmuş petunya. Bugüne kadar kime kirilsam anneme gidip saatlerce başını şişirdim. Ama anneme kirilinca kime gidecektim ? Hamit vakasindan beri pek yapmiyorum bunu. Çünkü annemin ateist birine köpek gibi aşıkken onu terketmek zorunda kalış sendromumu anlatirken gozlerindeki boş bakışı gordum. Beni anlamiyordu. O günden beri beni anlamadigini farkettigim an anlatmiyorum susuyorum. Yazmak daha iyi bi seçenek. Tabi okuma ihtimali olan birileri varsa. Bu yüzden görselde gordugun üzere denize şişe atarim bazen. Belli mi olur bir gün seni de gonderirim yunan kiyilarina doğru? İnsanlar sana neden petunya dedigimi ve katran karası gözlerini okurlar benim kalemimden. Belki yeşil gözlü bi yunan çocuğu bulur mektubumu belki zeytinburnu sahildeki adibas eşofman giyen bir keko. Çeşitli ihtimaller mevcut lakin hepsinin tek bi ortak noktasi var. Kim okursa okusun yerinde olmak isteyecektir. Çünkü akli başında sevmek herkesin harcı değildir. Bununla ilgili süslü püslü cici mi cici bi şiir vardi ama şu an hatırlayamadim. (Edebiyatçı adam şu an bana kıçıyla gülüyo olmali ama olsundu) şöyle biseydi. Deli gibi sevmiyorum aklim basımda seviyorum falan gibi bişey. Yani insanlar genelde ya şuursuzca severler deli gibi saçma sapan şeyler yaparak , ya da beklentileri vardir da severler. Şu an iki secenege de uyum saglamiyorum. Bu benim için de oldukça yabanci bir durum aslinda. Karşımda biri var. Bu kişinin benim için özel olduğu aşikâr. Ama olamicagimizi biliyorum ama o kişinin hayatinda hic bi iz birakamicagimi biliyorum ve yine de onu sevmeye devam ediyorum. Bu durumu da bi ayri seviyorum. Nazim hikmet mi oldum lan yoksa sevmeyi sevmek falan bişeyler sudbksns şiirle hic aram yok harbi çok nadir severim şiirleri. Şu klasik türbanlı hanimefendi kizlardan olamadim gitti şiir okur klasik müzik dinlerler sabah akşam trt izlerler en sevdikleri çiçek papatyadir surekli papatya ve sakal edebiyati yapar romantik muslumancilik oynarlar vs. Ben de GoT izlerken ekran başında siktttiiirrr çekerim sokaklarda bagirarak şarki söylerim ele avuca sığmam sevmedigim insanlarin telefon numarasini tuvaletlerin arkasina yazarım (cehennemde cayir cayir yanicam bence) devam ediyorum yemek yerken agzimi gosteririm evde kendi kendime deli gibi dans ederim he birde en sevdiğim çiçek petunyadır. Yaaaa utandin dimi ben de utandim . Tamam saat üç oldu artik yatalim. Ama sadece uyicaz tamam mi tamam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder